Erkek üreme organ kanserleri ile ilgili soru ve cevaplar

Hastalığa ilişkin sorular

Tedaviye ilişkin sorular

Tedaviye bağlı yan etkilerle baş etmeye ilişkin sorular


Hastalığa ilişkin sorular

Benim 22 yaşında testis kanserli hastam var. Sağ testisi ameliyat ile alındı. Embryonel karsinom denildi. Akciğer ve karnın bilgisayarlı tomografileri normal. Kanda AFP, bHCG 224 ve 155 iken ameliyattan 1 hafta sonra 47 ve 1 oldu. Şu an 25 günlük ameliyatlı bir hasta, tahlilleri tekrar yapılacak. Bu durumda kemoterapi gerekli mi? Kemoterapinin yan etkileri ne? Hastam hakkında bilgi verirseniz sevinirim.

Rumuz: Sevinelim

Sayın Sevinelim,

Verdiğiniz bilgiler hastaya daha sonra tedavi verilip verilmeyeceğini değerlendirmede yeterli değil. Ancak Evre I bir hasta. Yeni bakılacak tümör markerları normalde inse bile patoloji raporunda vasküler invazyon olduğu taktirde kemoterapi verilebilir. Kemoterapi verilmeyen evre I hastalarda tekrarlama riski %25 civarındadır. Ancak yakından takip edildikleri taktirde hastalık tekrarladığı zaman hastaların %90’ı kemoterapi ile tamamen iyileşmektedir. Bu hastalıkta en önemli nokta takiplerin ihmal edilmemesidir. Kemoterapiye bağlı saç dökülmesi, bulantı kusma olabilir.




Merhaba,

Ben Adana’dan Ahmet Güven, 28 yaşındayım testis kanserine yakalanmıştım, ameliyat oldum ve 4 seans kemoterapi aldım. Şu an ne yapmalıyım. Tedavi olmuş muyum acaba? Buna ek olarak tümörden dolayı böbreğimin biri alındı.

Sayın Güven,

Testis kanseri kemoterapiye çok iyi yanıt veren bir tümördür. Bu hastalıktan büyük olasılıkla kurtuldunuz. Ancak tekrarlama riski yine de vardır. Kontrollerinizi ihmal etmeyiniz.

 




Hocam 24 yasındaki oğlumun 19.03.2004 tarihinde İstanbul Üniversitesi Hastanesinde sağ testisinden tümör alındı. Tanısı: testis sağ radikal orşiektomi: kombine malign germ hücreli tümör (embriyonal karsinom ve endodermal sinüs tümörü) çevre testis dokusunda yaygın intratububuler germ hücre neoplazisi epididim ve spermatik kordon: tümör görülmedi. Şu anda takipte. Ameliyattan önce, beta-HCG:23, alfa-FP: 17. Ameliyattan 10 gün sonra Beta-HCG 0.4, AFP 4.45; bir ay sonra (30.04.2004) Beta-HCG 1.1, AFP 0.605; 31.05.2004 tarihinde Beta-HCG 0.1, AFP 0.605; 07.07.2004 tarihinde Beta-HCG 0.1, AFP 0.605. Her ay bu tahlilleri yaptırıyoruz. 2 ayda bir de BT tetikleri yapılıyor bize önce kemoterapi alacağını söylemişlerdi daha sonra da bu şekilde takip edileceğini söylediler. Sıçrama olursa lenf ameliyatı yapacağız dediler. Gazeteden sizi takip ediyorum bir hastaya kemoterapi dediniz bizimki farklı tümör mü? Aydınlatırsanız sevinirim, saygılar. 

Fatma Koyunlu

Sayın Fatma hanım,

Hastanızda pT1 tümör olduğunu sanıyorum. Bu durumda hastalara retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu yapılabilir veya uyumlu hasta ise (takiplerinde sorun olmayan) takibe alınabilir. Takiplerinizi ihmal etmeyiniz.

 




Sayın Prof.Dr. Adnan Aydıner,

Ben 64 yaşındayım terleme, ateş ve titreme şikayetleri ile gitmiş olduğum doktorum benden PSA değerlerine bakılmasını istemişti. Yaptırdım değerin çok yüksek olduğunu ve 36 bulunduğunu söyleyerek teşhis olarak da Piyelonefrit olduğunu ifade etti. Antibiyotik tedavisine başlandı halen bu tedaviyi kullanıyorum.

Sayın hocam, PSA ne demektir? Normal sınırları ne kadardır? Sınırların miktarı yaşa göre artış gösterir mi? Prostat kanserinde kesin tanı yöntemi midir? PSA hangi nedenlerle yükselir? Verilen ilaçla PSA değeri düşer mi? Düşmezse başka ne tür tetkikler yaptırmalıyım? Kıymetli önerilerinizi saygıyla beklerim.

Ferit Demirsan

Sayın Ferit bey,

PSA “Prostat Spesifik Antijen” kelimelerinin kısaltılmış halidir. PSA testi kanda bakılır. PSA prostat tarafından yapılan bir maddedir ve prostat kanserinde kana çıkışı artar. Prostatın enfeksiyon (mikrobik hastalık), iltihabi durumlarında veya prostatın kanser dışı nedenle büyüdüğü durumlarda (iyi huylu prostat büyümesi) kanda yükselebilir. Sadece PSA yükselmesi kanser tanısını koydurmaz. Makattan muayene ve biyopsi yapılarak kesin tanıya gidilir. PSA kanser dışı nedenle yükselmişse neden ortadan kaldırıldığında normale inmesi beklenir. Örneğin iltihabı durum geçince yükselmiş olan düzey düşer. Kanser tanısı koyulduğu takdirde buna yönelik tedavi ile kan düzeyi iner. Size makattan muayene ve makattan ultrasonografik inceleme ile biyopsi yapılması gerekmektedir. Bunun için bir üroloji uzmanına başvurunuz.

40 yaşında bakılan kan PSA değeri 0.6 ng/ml ve üzerinde ise yıllık PSA takibi ve makattan parmakla muayene yapılmalıdır. Bu değerin altında ise 45 yaşında tekrar bakılır, yine 0.6 ve altında ise 50 yaşından itibaren yıllık takibe alınır. Bu değerin üzerinde olanlarda ise yıllık takip hemen başlatılır. Bu durumlarda hastanın hikayesi, aile hikayesi önem taşır. PSA yükselme hızı da önemlidir. PSA 10 ng/ml altında olan erkeklerde PSA yükselme hızı 0.75 ng/ml/yıl ve üzerinde ise kanser kuşkusu vardır ve biyopsi yapılması gerekir. PSA düzeyi en az 18 aylık aralıklarla üç kez bakılmış olmalıdır. Daha fazla bakılması doğruluk şansını arttırır. Aynı laboratuar metodu ile bakılmalıdır. Eskiden 4 ng/ml PSA düzeyinde biyopsi önerilirken son çalışmalardan sonra 2,6 ng/ml ve üzerindeki değerlerde veya PSA hızı 0,75 ng/ml/yıl olanlarda biyopsi yapılması önerilmektedir.

Biyopsi ile kesin tanı koyulduktan sonra hastalığın evresine, hastanın yaşı ve genel durumuna ve kanserin yeni teşhis edilip edilmemesine göre tedavi kararı verilir.

Prostat kanserinde dört tip standart tedavi yöntemi vardır (standart tedavi etkinliği klinik çalışmalar ile kanıtlanmış en iyi tedavi yöntemi demektir). 1. Hastayı tedavisiz izlemek. Bu çok yaşlı veya genel durumu uygun olmayan erken evre kanserde uygulanır. 2.  Genellikle sağlık durumu iyi 70 yaş altı hastalarda cerrahi uygulanabilir. 3. Radyoterapi: ışın tedavisidir. Radyasyon dışarıdan uygulanabilir veya prostatın içine veya çevresine radyoaktif madde yerleştirilerek yapılabilir. 4. Hormon tedavisi. Hormonlar prostat kanseri hücrelerinin çoğalmasına neden olabilir. Bu hormonların kan düzeyi azaltılarak, ve hormonların hücrelere bağlanması engellenerek tedavi yapılır. 

Diğer bir tedavi yöntemi ise hormon tedavisine cevap vermeyen hastalarda kemoterapi uygulanmasıdır.

 




Sayın hocam,

2001 yılında sol orşiektomi ameliyatı oldum ve yumurtalığım alındı. Daha sonra hastalık metastaz yapıp karaciğer boşluk ve sol böbreğe sıçramış. 6 kür kemoterapi aldım. Tedavi sonunda yapılan kan tahlilleri ve tomografide sadece boşlukta 1 cm tümör kaldığı görüldü. Bir buçuk ay önce ameliyat oldum. Kalan parça ve ölü dokular başarılı bir ameliyatla çıkarıldı. Çıkan parçalar patolojiye gitti. Sonuç doktorumun dediğine göre sevindiriciydi. Parçalar ölüymüş. Hastalığı yendiğimi, sadece 3 ayda bir kontrole gelmem gerektiğini söyledi. Sizce ameliyat sonrası kemoterapi almam gerekir mi? Sizce hastalığı yendim mi. Şu anki fiziki durumum ve sağlığım çok iyi. Siz ne yapmamı tavsiye edersiniz?

Rumuz: Uğur Uyar

Sayın Uğur bey,

Hastalığınız tekrarladıktan sonra verilen ilaç tedavisi ile tam cevap alınmış. Çıkan dokular kanser hücrelerinin tamamen öldüğünü göstermiş. Bu durumda ek bir ilaç tedavisine gerek yok. Şu an için hastalığı yendiğini söyleyebiliriz. İyileşme şansı yüksek olan bir hastalıktır. Ancak takiplerinin devam etmesi gerekmekte.

 




 

Başa dön

 

Tedaviye ilişkin sorular

Sayın hocam

Prostat tümörü tanısı ile açık ameliyat oldum.PSA ameliyattan sonra 0.00'iken 4.5 yıl sonra 0.15 oldu. Tedavime nasıl devam etmeliyim.

Sayın Kerim bey,

PSA düzeyiniz yüksek değil,ancak doktorunuza kontrollere gitmeye ihmal etmeyiniz. Tekrarlanan PSA değerlerinde yükselme olursa ek tetkikler istenebilir.

 




Sayın hocam,

Bana 3 yıl önce prostat kanseri tanısı ile radyoterapi yapıldı, 3 ayda bir iğne başlandı (LHRH-agonisti) ve her gün kullanmam üzere bir hap verildi (antiandrojen). 1 yıl önce bakılan PSA değerim 1 ng/ml iken ağrılarım nedeni yeni bakılan değer 40 ng/ml bulundu (iki kez tekrarlandı). Kemik sintigrafimde metastaz olduğu söylendi. Başka bir organımda metastaz yok. Sırt ağrım var. Kemoterapi yapılması gerekir mi? Tedavimin nasıl olmasını öneriyorsunuz?

Kerim Koca

Sayın Kerim bey,

Bu durumda genellikle önerilen ağızdan aldığınız hapın (antiandrojen) kesilmesi ve bir süre izlenmenizdir (hormona dirençli prostat kanserinde androjen reseptörleri aktif olarak kaldığı için iğnenize devam etmelisiniz). Yapılan değerlendirmeden sonra alacağınız tedaviye karar verilebilir. Verilebilecek tedaviler, kemikler için bisfosfonatlara ek olarak ketokonazol (glukokortikoid eklenebilir) veya kemoterapi uygulanmasıdır. Bu arada sistemik ışın tedavisi de bir seçenektir (strontium). Ağrılı olan bölgeye dışardan ışın tedavisi de uygulanabilir.

 




Sayın hocam,

Babama prostat kanseri evre B1 tanısı koyuldu. Her hangi bir yayılım olmadığı söylendi.  Cerrahi mi yapılmalı, ışın tedavisi mi almalı, yoksa her hangi bir tedavi yaptırmasak olur mu?

Cemil Dost

Sayın Cemil bey,

Prostat kanseri ileri yaş erkeklerin hastalığıdır. Hastaların çoğu 65 yaş üzerindedir. Erken evre prostat kanserli hastaların büyük bir bölümü yaşının getirdiği farklı hastalıklardan ölmektedir. Bu nedenle erken evre prostat kanserinde tedavi hastanın genel durumuna bağlı olarak değişmektedir. Bu hastaların beklenen yaşam sürelerine göre farklı tedavi seçenekleri kullanılmaktadır.

Evre A’da prostata sınırlı olan muayene ile saptanamayan tümör vardır, Evre B’de ise daha önce belirlenebilen ve prostat bezine sınırlı olan tümör vardır, ancak prostat dışına veya lenf bezlerine yayılım yoktur.  Evre A ve B olan hastalarda tedavi edici prostat ameliyatı (cerrahi tedavi) tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Ancak prostat kanseri yavaş seyirli ve genelde yaşlılarda görülen bir kanser tipi olduğundan cerrahi iyi seçilmiş hasta grubunda uygulanmalıdır. Bu hastalarda ameliyat tamamen iyileştirme amaçlıdır ve 10 yıllık yaşam süreleri % 80 düzeylerindedir.

Erken evre hastalarda tedavisiz takip ayrı bir öneri olarak sunulagelmiştir. Ancak son yıllarda ortaya konan yayınlarda tedavisiz takibin iyi bir alternatif olmadığı, herhangi bir şekilde tedavi alan hastaların yaşam süresinin daha uzun olduğu vurgulanmıştır.

Ameliyatın istenmeyen yan etkileri de vardır. İdrar kaçırma, idrar yollarında daralma, iktidarsızlık ve büyük cerrahi girişimlerin anestezi ve cerrahi sonrası yan etkileri bunların arasındadır. Sinir koruyucu tekniklerle yapılan ameliyatlarda, daha önce cinsel yönden sağlam olan hastaların % 40-65 i cinsel yaşamlarını en azından cinsel ilişki yapabilecek düzeyde devam ettirebilmektedir. Sinir koruyucu teknikle yapılamayan prostat ameliyatı sonrası bu yan etkiler daha sık görülmektedir.

Erken evre prostat kanserinde diğer bir tedavi seçeneği ışın tedavisidir (radyoterapi). Erken evre prostat kanserli hastalarda ameliyat ve radyoterapinin etkinliği karşılaştırmalı çalışmalarla değerlendirilmemiştir. Filmlerde lenf bezlerine yayılmış hastalık olmaması, prostat dışına yayılmış tümör görülmemesi ve kemik filminde (sintigrafi) yayılım olmaması halinde hastalara radyoterapi tedavi edici amaçla önerilebilmektedir.  Son yıllarda uygulanan yeni radyoterapi teknikleri ile yan etkiler azaltılmıştır.

Makattan muayenede ele gelen ancak prostata sınırlı, prostat zarına dayanmış veya aşmış prostat kanserinde, tetkiklerde lenf bezlerinde ve uzak organlarda yayılım bulunmamasına karşılık gerçekte daha ileri hastalık saptanmaktadır. Bu hastaların çoğunluğunda tek başına tedavi edici prostat ameliyatı veya tedavi edici radyoterapi yetersiz kalmaktadır. Hastaların genel durumu da değerlendirilerek ışın tedavisi sonrası hormon tedavisi de eklenmelidir. Ancak ileri yaş veya beraberinde ağır hastalıkları olan hastalarda tedavisiz takip te seçenekler arasına girebilir.

 




Sayın hocam,

Ben prostat kanseri tanısı ile ışın tedavisi gören bir hastayım. Tedavi sırasında idrar yaparken yanma ve zorluk yaşadım, bu normal midir? Tedavi yalnış yapılmış olabilir mi?

Ahmet Çetinkaya

 

Sayın Ahmet bey kanseri yok etmek amacıyla uygulan ışın tedavisi sırasında kanserin yanı sıra ışınlama bölgesine göre kanserin etrafında yer alan doku ve organlar da ışın tedavisinden etkilenebilir ve buna bağlı hastalarda bazı şikayetler meydana gelebilir. Prostat, makat ve kadın cinsel organ kanserlerinin tedavisinde uygulanan ışın tedavisi sırasında kanserin yerleştiği bölge mesaneye yakın ise ışın tedavisi sırasında veya sonrasında hastalar idrar yaparken yanma veya ağrı, sık sık idrara çıkma, gece idrara kalkma sorunları ifade edebilir. Literatürde pelvise ışınlama alan hastaların bu tür şikayetleri %23-80 oranda ifade ettiği bildirilmektedir. Bu semptomlar tedavi sırasında veya sonrasında başlayabilir ve tedavi sonrası birkaç hafta yada ay boyunca devam edebilir. Bunlar rahatsız edici olmakla birlikte hastanın uykusunu da etkileyebilir. Bu tür sorunları sizi tedavi eden hekime hemen bildirmeli ve hekiminizin bu konu ile ilgili önerilerini takip etmelisiniz, önerdiği bir ilaç var ise düzenli olarak kullanmalı ve belli zaman aralığında tuvalete gitmeyi deneyerek kendi kendinizi kontrol etmeye çalışmalısınız. Genellikle tedavi sonrası zamanla bu şikayetler azalıp geçmektektir.

 




Sayın Prof Dr Adnan Aydıner,

Ben Çapadan eski bir öğrencinizim. Şu an Kalp Damar Cerrahisinde asistanım geçen ay babama tarama amaçlı yaptırdığım PSA:12 çıktı. Prostat biyopsisinde : Gleason grade 7-8 Adeno Ca., Muayene ve tetkikler sonucunda iliak kemikte metastatik kitle çıktı. Doktorumuz sadece hormon tedavisi yapılabileceğini söyledi.Yapılabilecek başka bir şey yok mu? Radyoterapi ile beraber hormon tedavisi alması daha uygun olmaz mı? Cevabınızı bekliyorum

Saygılarımla.

Sayın Okurumuz,

Babanızın filmleri ve patoloji raporlarını görmek gerekiyor.  Ancak o zaman sağlıklı bir bilgi verilebilir. Yayılmış prostat kanserinde en önemli tedavi ilaç tedavisidir. Bu tedaviye rağmen seçilmiş hasta gruplarında bölgesel tedavi yöntemleri yapılabilir. Bu nedenle her hastanın ayrı olarak değerlendirilmesi gerekir. Genellikle kırık riski olan bölgelerde yerine göre ışın tedavisi, ameliyat veya her ikisi birden uygulanabilir.

 




 

Başa dön

 

 

Tedaviye bağlı yan etkilerle baş etmeye ilişkin sorular

Değerli bilgileriniz için şimdiden teşekkür ediyor, çalışma hayatınızdaki başarılarınızın devamını diliyorum. 25 yaşındaki erkek kardeşimin sağ testisinde tümör saptandı ve bunun üzerine ameliyat edilerek sağ testisi alındı. Tomografisinde hastalığın başka yere yayılmı saptanmadı. Ameliyattan sonra betaHCG’nin 0, AFP’nin 300, LDH’nın 215 olduğu saptandı. Ameliyattan sonra yaklaşık 3 haftadır kemoterapi yapılıyor. Şu anda betaHCG 0.1, AFP 33.9. Bundan sonra kemoterapi almaya devam etmeli mi? Kaç kemoterapi almalı? Dökülen saçlar geri gelir mi? Kirpik dökülmesi olur mu? Bu tümörün tekrarlama riski nedir? Testis tümöründen sağ kalma olasılığı nedir? Kemoterapi alan bir insana yaklaşım nasıl olmalı? Kemoterapi gören bir insanın aldığı ilaçlar psikolojisinde ne gibi değişiklikler yapar? Saygılar, Filiz.

Sayın Filiz Hanım,

Hastanızın seminom-dışı bir testis tümörü var. Verdiğiniz bilgilere göre evre I olduğu anlaşılıyor. Ancak bu evredeki hastalarda patolojik inceleme sonucu ve serum tümör markırlarının düzeyine göre tedavi belirlemesi yapılır. NCCN (National Cancer Comprehensive Network) 2004 yılında tüm kanser hastalarındaki tanı tedavi algoritmasını yayınladı (bu tüm Amerika’daki onkoloji merkezlerinin konsensusunu içermektedir ve internetten ulaşmak mümkündür).  Son algoritmaya göre, evre I hastalarda kemoterapi kararı verilirse iki kez BEP şeması önerilmektedir. Ancak tümör markırlarındaki yüksekliğin devamı durumunda tedavi  uzayabilir. Kemoterapi sonrasında dökülen saç daha sonra yerine gelir. Kirpikler bazı hastalarda dökülebilir, ancak az oranda rastlanır. Evre I bir hastada tekrarlama riski yaklaşık % 25’dir. Ancak tekrarlamaya rağmen hastaların %90’ı tedavi ile iyileşirler. Kemoterapi gören bir hastaya yaklaşımda sosyal ve psikolojik destek çok önemlidir. Böyle bir hastada oluşan psikolojik değişiklikler ayrıntıları ile çeşitli çalışmalarda araştırılmıştır. Hastalığın cinsi, evresi, aldığı tedavinin tipine göre psikolojik tepkiler değişiklik göstermektedir. Bu konuda en önemli destek hastanın yakın çevresinden gelmelidir. Bu yeterli olmadığı takdirde bir ruh hastalıkları uzmanından ilaç desteği alınabilir.  Kemoterapi ile ilgili halka yönelik bilgilere http://www.adnanaydiner.com/Kemoterapi.htm  web sayfasından da ulaşabilirsiniz.

 




Sayın hocam,

Ben 62 yaşındayım ve bana prostat kanseri tanısı kondu. Ameliyat oldum ve şu an dışarıdan uygulanan radyoterapi (ışın) tedavisi alacağım söylendi. Radyoterapi tedavisi sırasında ne tür yan etkiler meydana gelir ve tedavi sırasında dikkat etmem gereken konular nelerdir?

Salih Mert

Sayın Salih bey,

Prostat kanseri tanısı alan hastalarda ışın tedavisine bağlı yan etkiler genellikle yaklaşık olarak tedavinin üçüncü haftasında meydana gelebilir ve uygulanan ışın tedavisinin türüne, tedavinin yoğunluğuna, hastanın yaşına ve bireysel özelliklere bağlı bu yan etkiler hastadan hastaya yoğunluk açısından farklılık gösterir. Bazı hastalarda tedaviye bağlı yan etkiler çok hafif seyrederken bazı hastalarda biraz daha şiddetli olabilir. Genel anlamda hastada ışın tedavisinin uygulandığı alandaki dokuların etkilenmesine bağlı ciltte hassasiyet, kızarıklık olabilir; barsak dokusunun etkilenmesi sonucunda ishal, karın ağrısı meydana gelebilir veya tedavinin sonuna doğru yorgunluk hissedebilirsiniz. Ciltte oluşabilecek sorunları önlemek için günlük tedavi alanını hassasiyet ve kızarıklık açısından izlemeli, tedavi alanını gösteren çizgileri silmemeli, tedavi alanını gerekmedikçe sabun sürmeden ılık suyla temizlemeli ve yumuşak havlu ile tampon yaparak kurulamalısınız. Pamuklu iç çamaşırı giyimelisiniz. Tedavi alanında kızarıklık ve hassasiyet oluşursa herhangi birşey kullanmadan hekiminize bildirmelisiniz, gerekirse o size uygun olan tedaviyi önerecektir. İshal olursanız günde kaç defa tuvalete gittiğinizi kayıt etmeli ve hekime bildirmelisiniz. Buna ek olarak ishal olursanız makat bölgesinin temizliğini sürdürmeli, kilo kaybını izlemeli, ishale neden olabilecek gıdaları almamalı, yeterli miktarda sıvı içmelisiniz. Yorgunluğu önlemek için istirahat etmeli, günlük işlerinizi planlamalı, gerekmedikçe çok fazla yorulmamalısınız. Tedavinin bitimi ile yaklaşık bir ay içinde tedaviye bağlı oluşabilecek bu sorunlar kendiliğinden iyileşir ve günlük yaşamınıza yeniden geri dönebilirsiniz.




Başa dön 

Sayfayı Yazdır !
Kapat !