Diğer kanser türleri ile ilgili soru ve cevaplar


Hocam merhaba. Benim annem yaklaşık 1 yıl önce MDS (Miyelodisplastik sendrom) tanısı ile hastanede yatarak tedavi gördü. Hocam Türkiye’de bu hastalığın tedavisi var mı?. Bizi bu konuda aydınlatırsanız sevinirim. Saygılarımla.

Murat Aydemir

Sayın Aydemir.

MDS (Miyelodisplastik sendrom) kan hastalıkları ile ilgili durumdur. Miyeloid klonlarda bozukluğa bağlıdır. Nadir görülen bir hastalıktır. Kan hücrelerindeki aşırı düşmelere bağlı gelişen sorunlar veya akut miyeloid lösemiye dönüşüm en önemli klinik problemlerdir. Türkiye’de özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir’deki üniversite hastanelerinde bu hastalığın tedavisi  yapılabilir. Hastanelerde hematoloji bölümüne başvurmanız gerekmektedir.

 




Sayın Hocam,

2000 yılı Kasım ayından bu yana Myasthenia  Gravis (MG) hastasıyım. 2002 yılı Ağustos ayında timus bezinde oluşan kitleyi aldırdım. Patolojik inceleme sonucunda kitlenin timoma olduğu belirlendi. Ameliyattan 9 ay sonra MRI ve tomografi çektirdim. Birşey çıkmadı. Şu anda ameliyatın üzerinden 2 yıl geçti. MG rahatsızlığı eskisi kadar olmasada devam ediyor. Timomayla ilgili takibi nasıl yapabilirim?

Saygılarımla A. Karaoğlu

Sayın A. Karaoğlu,

Bu hastalığın takibi genelikle birinci yılda 6 ayda bir akciğer grafisi ve tam kan sayımı, yılda bir akciğer MRI veya tomografisi çekilerek yapılmaktadır. İkinci yıldan sonra bu tetkiklerin yılda bir yapılması gerekmektedir. Ancak hastanın bulgularına dayanarak ve yeni şikayetlerin ortaya çıkması (örn: nefes darlığı, ağrı veya MG bulgularının artması gibi) durumunda bu tetkikler daha erken istenebilir. Sizin bana gönderdiğiniz patoloji raporunun sonucuna göre üçüncü senede tetkikleri altı ayda bir yaptırmanız uygun olabilir.

 




Sayın hocam,

yaşım 59, cinsiyetim erkek. 2004 başlarında Kronik lenfositik lösemi (KLL) teşhisi kondu. Lökositim 165.000.000 idi. 4 defa kemoterapi ve ultralan hap tedavisi uygulandı. Hastalık bende 2 yıllıkmış. Bu hap beni çok fazla etkiledi. Lökosit kısa süre sonra düştü. 2 ay önce 17 Mayıs 2004 lökositlerim düştüğü için doktorum hap ve ilaç tedavisini tamamen kesti. 2 aydan beri çok rahatım herhangi bir problemim yok. Herhangi bir perhizim yok. Birkaç gün sonra da 2 aylık sürem dolduğunda kontrole gideceğim. Yapılan tedavi yerinde midir? 2 gün hariç hastanede yatmadım. Bu rahatsızlık yine nüksedebilir mi? Tedavilerin birdenbire kesilmesi normal midir? Hiç ilaç kullanmamak yerine bazı ilaçlar kullanılabilir miydi? Nüks etmemesi için nelere dikkat edilmelidir? KLL de ilik nakli mümkün müdür? KLL hangi hallerde öldürücüdür?

Saygılarımla

Rumuz Yardım Edin

Sayın Hasta,

KLL ile küçük “lenfositik lenfoma” aynı hastalığın farklı olarak belirti verdiği problemlerdir. KLL ile “mantle cell lenfomanın” ayrımı önemlidir. Sizde gerekli tüm incelemelerin yapılarak KLL tanısının konduğunu düşünüyorum. Hastalığınızın risk düzeyini verdiğiniz bilgiler ile belirlemek zor. Ancak almış olduğunuz tedaviden yararlandığınız anlaşılmakta. İkinci aydaki kontrolde de hastalıkta ilerleme saptanmaz ise olumlu bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Tam yanıt alınan hastalarda idame tedavi uygulanması halen araştırılan bir konudur. (klinik çalışmalar devam etmektedir). Bu nedenle tüm hastalarda önerilen bir yöntem değildir. Başlangıç tedavisi olarak da değişik ilaç rejimleri kullanılabilir. Ancak bunların sonuçları arasında önemli bir fark yoktur. KLL’de bir grup hasta hiç tedavi almadan da izlenebilir. Ancak buna hastalığın süresine, hastanın şikayetlerine, fizik inceleme bulguları ve diğer laboratuar bulgularına ve hasta tercihine göre karar verilir. Bu hastalıkta tekrar etme riski vardır.. Bunu önlemek için önemli bir öneri yoktur. Ancak kontrollerinizi ihmal etmemeniz gerekir. Bu hastalıkta, tekrarlama durumlarında ikinci seçim tedaviler veya kemik iliği nakli (araştırma konusudur) denenebilir.

 




Merahaba hocam,

Ben 34 yaşında kamuda çalışan bir memurum. 2001 yılının Ocak ayında ayağımda oluşan bir ağrı nedeniyle yaptırdığım tetkikler sonucunda (ürik asit yüksek çıktı) GUT teşhisi kondu. Sekiz ay boyunca kolşisin kullandım ve sıkı bir protein diyeti yaptım. Ürik asit düzeyinin düşmesine rağmen ağrılarım devam ediyor ve sol ayağımın bileğinde küçük bir sertlik ve patolojik bir kırık oluştu. Kırıkta çekilen filimlerde kitle görülmesine rağmen GUT hastasıyım diye ayağım 3 ay alçıya alındı, fakat ayağımda kaynama olmadı. Takibinde osteosarkom tanısı kondu, sol dizimin alt kısmı ampute edildi. Ameliyattan önce 2 ay ve ameliyattan sonra 8 ay boyunca toplam 10 ay kemoterapi aldım. Kemoterapi biteli 2 yıl oldu, 3 ayda bir kontrole gidiyorum. Şu an tetkiklerim temiz, ama hastalığın tekrarlama riski olduğunu biliyorum. Hastalığım için ve hastalığımın tekrarlamaması için ne yapabilirim? Tekrarlama riski nedir?

İlginize şimdiden teşekkür ederim

Cihan Beyri

Sayın Beyri bey,

Hastalığınızın tekrarlama riski vardır. Ancak bu riskin ne kadar olduğunu belirlemek için ek bilgiler gerekmektedir. Bu nedenle doktorunuza bu soruyu yöneltmeniz uygun olur. Tekrarlamayı önlemek için her hangi ek bir önerimiz yoktur. Sadece kontrollerinizi ihmal etmeyiniz.

 




Sayın hocam,

Benim babamda pankreas organının iç kısmında bir tümör tespit edildi. Tomografi sonuçlarına göre doktorumuz biyopsi istedi. Fakat bu organdan yapılacak biyopsinin çok riskli olduğu ve bir kanamanın derhal ameliyat yapılmasını gerektireceğini ve hastanın kurtulma şansının %50’nin altında olduğu söyleniyor. Sizce böyle bir durumda biyopsi yaptırmalı mıyız? Bu hastalığın seyrinde hasta nelerle karşı karşıyadır?

Teşekkürler

Alpaslan Kuranoğlu

Sayın Kuranoğlu,

Hastanızda patolojik tanı gerekmektedir. Hastanın diğer sistem taramaları da tümörün yayılıp yayılmadığını anlamak için yapılmalıdır. Biyopsi laparoskopi ile yapılabilir. Bazı hastalarda ise batın açılarak yapılabilir. Kararı cerrah, radyolog ve onkolog birlikte vermelidir. Hastanızı pankreas kanseri cerrahisinde deneyimli bir merkezde ameliyat  ettirmenizi öneririm. Hastanız pankreas kanserli ve erken dönemde ise ameliyatla tümör çıkarılacaktır. Bu durumda hastanın kurtulma şansı vardır. Ancak, tekrarlama riski olan bir hastalıktır.

 




Hocam,

Ben hodgkin lenfoma hastalığından dolayı kemoterapi ve radyoterapi gördüm. Bu hastalığın tekrarlama ihtimalini ve kanser olup olmadığımı öğrenmek istiyorum. Yaşım 24, erkek, tedaviye geçen yıl ağustos ayında başladık bu yıl şubatta bitti. Benim doktorlarım bana bu hastalığın kanser olmadığını söylüyor acaba beni rahatlatmak için mi böyle diyorlar? Peki ben neden kanserli hastalarla aynı tedaviyi gördüm? Bu hastalığın başka bir tedavi şekli yok mudur? İyi günler, teşekkürler.

Mesut Batak

Sayın Batak,

Hodgkin lenfoma tedavi ile tamamen iyileştirilebilen bir tümördür. Bu hastalıkta sürekli çoğalma özelliği olan anormal hücreler vardır. Bu çoğalan hücreleri öldürmek için de kemoterapi ve veya radyoterapi uygulanmaktadır. Sizin bu hastalıktan büyük bir olasılıkla tamamen kurtulduğunuzu sanıyorum. Bir grup hastada hastalık tekrarlayabilir.  Ancak tekrarlamaya rağmen yine tamamen kurtulma şansının yüksek olduğu bir hastalıktır. Hastalığın evresine ve yerleşim yerine göre tedavi değişir. Bazı hastalarda ilaç tedavisi yerine sadece ışın tedavisi, bazı hastalara her iki tedavi birden, bazılarında ise sadece ilaç tedavisi uygulanır.

 




Merhaba,

Babam karaciğer kanseri. Kitle karaciğerin kıyısından böbreğe doğru uzanıyor ve karaciğerin alt kısmına girmiş .Ayrıca babamda kan pıhtılaşması var ve bazı doktorlar ameliyat diyor. Bu kanser 5-6 senelikmiş ameliyat ederken babama süzgeç takacaklarmış. Her şeyi göze alıp ameliyat olacaksın diyorlar. 1 -2 ay önce ayakları şişti ve yürüyemiyordu. Kanı pıhtılaşmış, ama şimdi iyi. Hiç iştahı yok, kilo veriyor. Sizce ameliyat olmalı mı? Garantisi var mı?  Yoksa ilaçla tedavi mi görmeli?  Eğer ilaçla tedavi görmeliyse hangi ilacı tavsiye ediyorsunuz ve önerileriniz neler?

Belma Tüzün

Sayın Tüzün,

Babanıza hangi tedavinin yapılması gerektiğine cerrah ve onkologların birlikte karar vermesi gerekir. Bahsettiğiniz kitlenin histolojisi, hastaya uygulanacak tedavinin belirlenebilmesi için çok önemli.  5-6 senelik bir tümörde ilaç tedavisi daha az etkilidir. Yine de bazı hastalarda denenebilir. Bu tip ilerlemiş tümörlerde bazı hastalarda cerrahi tedavi denebilir. Ancak bu tedavilerin her hangi bir garantisi olamaz. İlaç ve diğer tedavi yöntemleri hastanın tümörünün histolojisine, genel durumuna ve diğer organların fonksiyonuna göre değişir. Hastanın tetkiklerinin başka bir merkezde değerlendirilmesini sağlayabilir ve farklı bir görüş alabilirsiniz.

 




Sayın Hocam,

Star gazetesindeki kanserle ilgili yazı diziniz bizlere bir umut oldu. 58 yaşındayım. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinde Mayıs 2003'te Pankreas kanseri teşhisi konuldu. Gemzar'lı 3 kür, Gemzar+Cisplatin'li 6 kür kemoterapi uygulandı 4. kürde %20'ye varan bir tümör küçülmesi saptandı. Temmuz, ağustos aylarında dinlenmedeyim. Sorularımı yanıtlarsanız aydınlanacak, mutlu olacağım.

  1. Kanser tedavisinde hastalara özellikle uygulanan bir diyet var mı? Bu konuda yargılar çelişkili, ikileme düşürücü.

  2. Pankreas kanserinde kemoterapi dışında radyoterapiden de yararlı sonuçlar alınabiliyor mu?

  3. Sadece tümörü bulup onunla savaşacak hedef (target) tedavisi pankreas kanserinde uygulanabiliyor mu?

  4. Pankreas kanseri hastalağında İngiltere'de uygulanan ve "Truva atı" tekniğini hatırlatan gen terapisi Türkiye'de uygulanabiliyor mu? Ne zaman uygulanabilir?   

  5. Pankreas ca'da uygulanan en etkin tedavi nedir, nerede uygulanabiliyor, nasıl yararlanabilirim?

  6. Bu konuda müjde sayılabilecek bir duyurunuz, hastalıkla ilgili uyarınız var mı?

Saygılarımla

Sıtkı İnan

Sayın İnan,

  1. Kanser tedavisinde kanserin yerleşim yerine göre bazı hastalarda özel diyetler uygulanabilir. Örneğin mide barsak kanserlerinde ameliyat sonrası özel diyetler önerilebilir. Ancak genel olarak bakıldığı zaman tedavi altındaki hastalarda fazla kısıtlayıcı  bir diyet önerilmez. Hastanın arzu ettiği şeyleri yiyebileceği, hijyenik koşullara daha fazla uyması gerektiği, kırmızı eti tercih etmesi gibi öneriler söylenebilir. Kemoterapi alan hastalarda kuruyemiş, baharatlar, aşırı sıcak veya soğuk besinler, ağızda tahrişe yola çabilecek besinler önerilmez. Kırmızı etin tercih edilmesi kan yapımı açısınan daha yararlı olmasındandır (tedavi sırasındaki kan düşüklüğünü önlemek için). Yine kemoterapi sırasında mümkün olduğunca asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalı (turşu, turşu suyu), kabızlık durumunda (meyve ve sebze ağrlıklı) veya ishal durumunda (patates, pirinç lapa vb) hastanın beslenmesi düzenlenmeli, bulantıyı azaltmak için yağlı, çok tuzlu, baharatlı ve ağır kokulu yiyeceklerden uzak durulmalıdır. İshal olmadığı sürece bol meyve ve sebze yenmesi önerilmektedir.

  2. Pankreas kanserinde önceki yıllarda yayınlanan çalışmalar cerrahi sonrası kemoterapi ile radyoterapinin birlikte uygulanmasının hastalara daha yararlı olduğu şeklinde idi. Ancak yeni uluslararası çalışmanın sonuçları bunu doğrulamamıştır. Bugün için ameliyat sonrası radyoterapi ve kemoterapiyi önermiyoruz. Ameliyat edilemeyen hastalarda ise kemoterapi ve radyoterapi birlikte uygulanabilir.  Radyoterapiye hastalığın durumuna göre karar verilmektedir.

  3. Pankreas kanserinde  hedef tedavi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışma sonuçları tedavide yeni ufuklar açabilir. Bugün için böyle bir tedavi yöntemi klinik kullanıma girmemiştir.

  4. Kanserde gen tedavisi ile ilgili yüzlece çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmalardan bir kısmının sonuçları yüz güldürücü olmasına karşılık halen klinikte hastalara rutin olarak uygulanmaya başlanan gen tedavisi yöntemi yoktur. Türkiye’de de bazı çalışmalar yapılmasına karşılık bu tip tedavilerin hastalara uygulanması için yaklaşık en az 10 yıllık bir süreye gereksinim olacaktır.

  5. Pankreas kanserinde dünyada yapılan tüm tedavi yöntemleri Türkiye’de de vardır. Cerrahi tedavi en önemli tedavi yöntemidir. Ameliyat edilemeyen hastalara ise kemoterapi gibi diğer tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.

  6. Pankreas kenserinde yeni ilaçlarla yapılan çalışma sonuçlarının bir kısmı yayınlanmıştır. Bu ilaçlarla klinik yararın daha fazla olduğu öne sürülmektedir. Yakın gelecekte yeni ilaçlarla yapılan diğer çalışma sonuçları da yayınlanacaktır. Bu tedavilerle bugünkünden daha iyi sonuçlar alınacağını sanıyoruz.

 




Sayın hocam,

Sol gözümde orbitada kitle vardı. Cerrahi olarak çıkartıldı. Toplam 4 kez ameliyat oldum . Bu arada kitle beyne kadar ilerlemişti. Radyoterapi oldum ve kemoterapi verildi. Halen göz kapağım kapalı, gözüm canlı. Göz kapağımı açtırsam bana ne zararı olur? Isırgan otunun yararı olur mu? Hastalığım tekrarlar mı?

Sayın Yaman,

Göz kapağının kaldırılması uygun olmayabilir. Bu konuda onkoloğunuzun ve göz doktorunuzun görüşünü almanız daha uygun olur. Isırgan otunun yararı ile ilgili yayın olmasına rağmen bunu kullanıp kullanmamnızla ilgili herhangi öneride bulunmak  uygun olmaz. Öncellikle tıbbi tedavilerin doğru olarak yapılması uygundur. Bu tedaviler sırasında ısırgan otu gibi ek maddelerin kullanılması uygun değildir.Hastalığınızın tekrarlama riski vardır.

 




Sayın hocam,

Karaciğerde tüm parankimi dolduran en büyü 13 cm çapında olan santrali nekrotik çok sayıda kitle lezyonu tespit edildi. Bir ay boyunca yapılan tetkikler sonucunda Adenokarsinoma tanısı kondu ve vücudun diğer bölümlerine yayılım olmadığı saptandı. Ancak itirazım üzerine kemoterapi tedavisine başlandı ve bu bir aylık süreç içinde tümör 21 cm'den 24 cm ulaştı. Hastanın bu kadar geciktirilmesi doğrumudur. Bu hastanın tedavi şansını azaltır mı? Pek çok hastalığın tedavisi mümkün olan ülkemizde bu hastalığın tedavi şansı var mı? Öneriniz ne? İleri derecede hemoroid karaciğer kanserine neden olur mu? Hemoroidin tedavi edilmesi hastalığıma faydası olur mu? RFA (Radiyo frekans ablasyon) ülkemizde nerede yapılıyor? Benim için uygun mu?

Rumuz  Balıkkesirli

Sayın Balıkkesirli

Karaciğer tümörü başka bir organdan karaciğere yayılması sonucunda olabilir yada karaciğerin kendi tümörü olabilir. Karaciğerinden kaynaklanan habis tümörlerde yapılabilirse erken dönemde cerrahi en önemli tedavi yöntemidir. Cerrahinin yapılamayacağı hastalarda ise farklı lokal tedavi yöntemleri her hastanın durumuna göre uygulanabilir. Buna hekiminiz istediği farklı tanı yöntemlerinin sonuçlarına göre karar vermektedir. Sizin durumunuzdaki hastalarda karaciğer enzimleriniz normal ise ilaç tedavisi denenebilir. Radiyo frekans ablasyon yöntemi Ankara ve İstanbul gibi Türkiyede bir çok üniversite hastanesinde yapılabilmektedir. Ancak sizde bu yöntemin uygulanabilir olup olmadığına tetkikler sonucunda onkoloğun karar vermesi gerekir. Hemoroid kansere neden olmaz, ancak kanserli hastalarda hemoroid daha sıklıkla ortaya çıkar.

 




Sayın hocam,

51 yaşında bayanım, 2002 yılında sağ akciğerimin alt lobunda kitle tespit edildi. Ameliyat oldum malign mezankimal tümör leiomyosarkom tanısı kondu. Radyoterapi aldım. Daha sonra belimde ve karın boşluğumda kitleler tespit edildi. Ameliyat olduğum terin karaciğere komşuluğunda kitle tespit edildi. Belimdeki kitleye radyoterapi uygulandı. Holoxan + Adriablastin (aylık 4 günlük 24 saatlik infüzyon) içeren yoğun bir tedavi gördüm. 4 tedaviden sonra hastalığımda ilerleme veya gerileme görülmedi. Kemoterapi sırasında karaciğere komşu olan kitleye de ışın verdiler ve radyoterapiden çok olumlu sonuçlar alındı. Cevap alınamadığı için ağızdan ilaç verdiler. Ağızda ilaç olarak 15 gün ilaç 15 gün dinlenme süresi olacak şekilde 4 kür Vepesid aldım. 4 tedaviden sonra hastalığımda ilerleme veya gerileme görülmedi. Şu an Xeloda adındaki ilacı 15 günlük periyodlarda sabah-akşam olarak başladım. Leiomyosarkom için başka bir tedavi şekli var mıdır? Tür olarak hastalığım radyoterapiye cevap verirken kemoterapiye vermiyor. Leiomyosarkomda acaba kemoterapiler çok işe yaramıyor mu? Teşekkürler ve iyi çalışmalar.

Fatma Yazıcı

Sayın Yazıcı,

Leiomyosarkomda en önemli tedavi cerrahidir. Kemoterapiye dirençli bir tümör olmasına karşılık bir grup hastada yanıt alınabilir. Kemoterapide en etkili rejim ise holoxan ve adriablastindir. Daha sonra diğer ajanlar denenebilir.

 




Sayın hocam,

Abime 22 yıl önce sarılık değil diye antibiyotik verilmiş ve bu tedaviye bağlı komaya girmiş. Takibinde biyopsi alınmış ve Hepatit B çıkmış. Yaklaşık 2 yıl kadar bir tedavi görmüş ve iyileşmiş. Tekrar doktora gittiğinde hastalıktan bir eser kalmadığı söylenmiş. Aradan 20 yıl geçti. Bu zaman zarfında çok sağlam ve hiç rahatsızlanmadı ve de hiç bu zaman zarfında doktora gitmedi. 2 ay önce dişi apse yaptı, doktora götürdüm. Sarılık dediler, ultrason çektirdim. Karaciğerde kitle gözüktü. MRI çektirdik, kitle 12 cm büyüklüğünde dendi. Biyopsi yaptırıldı ve kanser dediler. Cerrahi yönden ameliyatının mümkün olmadığını söylediler. Şimdi ne yapmam gerekiyor? Bana yardımcı olabilir misiniz? Saygılarımla...

Tüfekçi

Sayın Tüfekçi,

Hastanızda sarılığa neden olan büyük bir karaciğer kanseri var. Bu durumda tedavi daha zor olmaktadır. Kitlenin büyüklüğü nedeni ile bölgesel tedavilerin uygulanması başarılı sonuçlar vermemektedir. Cerrahi tedaviye tümörün karaciğerdeki yerleşim yerine göre, karaciğer fonksiyonlarının uygunluğuna, ve altta yatan olası siroz hastalığı durumuna göre karar verilmektedir. Ameliyat edilemeyen hastalarda ise diğer lokal tedavi yöntemleri denenmektedir (alkol, krioterapi, radyofrekans). Bu tedavi yöntemlerinin uygulanmasında tümör büyüklüğü önem taşımakta ve küçük tümörlerde başarılı olunmaktadır. Ameliyat edilemeyecek hastalardaki diğer bir yaklaşım da karaciğer transplantasyonudur. Ancak bunun için bazı kriterler vardır: hastanın tümörünün cerrahi olarak çıkarılamaması, tümörün 5 cm ve altında olması veya 2-3 tümörün 3 cm ve altında olması, büyük damarları tutmamış olması, karaciğer dışına tümörün yayılmamış olması (lenf nodları, akciğerler, batın içi organlar, veya kemik). Hastanız transplant için uygun değildir, diğer lokal tedavi yöntemlerinin etkinliği fazla olmayacaktır. Sizin hastanızda sarılığın azaltılmasına yönelik drenajın yararlı olup olmayacağı bir radyolog tarafından değerlendirilmelidir. Karaciğer fonksiyonları uygun olursa kemoterapi denenebilir.

 




Sayın Prof.Dr. Adnan Aydıner,

Ben 24 yaşında genç kızım. Bendeki hastalığım epiteloid hemanjioendotelioma metastazı olup, sağ ayak bileğimde ve sol koltuk altında idi, bunlar ameliyatla alındı. Şimdilik sırt bölgemdeki bekliyor. Ameliyat olmadım. Bu hastalığın çok nadir görüldüğünü söylüyorlar ve 2 yıldır daha bana hiç bir tedavi uygulanmadı. Halen bekliyorum. Bu hastalığa tedavi yapılmalı mı? Nasıl bir tedavi yapılmalıdır?

Cennet Sultan Güngör

Sayın Güngör,

Epitheloid hemangioendothelioma nadir bir tümördür. Tanısı zordur. Ancak deneyimli patologlar ve klinisyenler tarafından tanı koyulabilir. Tedavi edilmesi gereken bir tümördür. Bu hastalığın en önemli tedavisi cerrahidir. Tümörün çevresi geniş olarak çıkarılmalıdır. Cerrahi olarak çıkarılamayan tümörlerde şikayetleri gidermeye yönelik olarak ışın tedavisi yapılabilir. Kemoterapi etkili değildir.

 




Merhabalar,

Sizden ricam lenf bezi kanseri Hodgkin Lenfoma hakkında bilgi almak istiyorum. Bu hastalıktan kurtulma oranı yüzde kaçtır? Erken teşhisli hastalar tamamen bu hastalıktan kurtulabilir mi? Yaşım 21 genç oldugum için kolaylıkla atlatabilirsiniz diyorlar. Lütfen cevap gönderin.

Sayın okurumuz,

Hodgkin lenfomada erken evrede tanı koyulan hastalarda % 90’ın üzerinde iyileşme şansı vardır. Tedaviye iyi yanıt veren bir tümör olması nedeni ile daha geç evrelerde bile yüksek oranda tam iyileşme şansı vardır.  Endişe etmeyiniz ve doktorunuzun tüm önerilerine uyunuz.

 




Sayın Prof Dr Adnan Aydıner,

Merhaba ben 18 yasındayım ve 2004’ün ocak ayında hodgkin lenfoma rahatsızlığına yakalandım. 4 ay süren 8 kürlük kemoterapi sonucunda çekilen tomografi temiz çıktı. Önlem olarak 18 seans radyoterapi verildi. Şu an için tedavim bitti bundan sonra periyodik muayenelerim olduğunu söylediler. 2003 ağustos ayında hava harp okulunun seçim aşamalarına katılmıştım. Çok sıkı bir sağlık muayenesinden geçtim ve sağlam raporu aldım. Fakat 3 ay sonra böyle bir rahatsızlıkla karsılaştım. Bu kadar kısa zamanda böyle bir şey olması bizi çok şaşırttı. Şimdi tekrarlamasından korkuyorum. İstanbul’da okuyorum ve yurtta kalıyorum şartlarım, ağır ne yapmamı önerirsiniz?
Rumuz: Çağdaş Mersinlioğlu

Sayın Mersinlioğlu,

Hodgkin lenfoma, tedavisi mümkün olan ve hastaların büyük bir kısmının iyileştiği bir hastalıktır. Endişe etme, takiplerini düzenli yaptır. Bu hastalığı geçirmiş olman eğitimine engel bir durum oluşturmaz. Beş yıl tekrarlamadığı takdirde bu hastalıktan kurtulmuş olduğunu söyleyebiliriz, çünkü bu süreden sonra tekrarlama olasılığı çok düşüktür. Ancak takiplerinin beş yıldan sonra da yılda bir kez devam etmesi gerekir.

 




Sayın Dr Adnan Aydıner

Ben beden eğitim ve spor yüksekokulunda genel sekreter olarak görev yapmaktayım. 19 Kasım 2003te tiroit ameliyatı oldum. Ameliyat sonrası biyopsi sonucu papiller karsinom çıktı. Her gün levatiron alıyorum. Ameliyattan bir ay sonra Cerrahpaşa Tıp fakültesinde atom verildi. Bir aylık perhiz verdiler. Et, süt, deniz ürünleri, hayvansal gıda, beyaz et ve tuzun tamamen kesilmesi söylendi ve 20 eylülde kontrole gideceğim. Benim problemim şu: sağ elimde sürekli bir uyuşma, keçeleşme var. EMG yapıldı bir şey çıkmadı. Ayrıca boğazımda bir uyuşma hissediyorum. Ne olduğunu merak ediyorum. Bana bu konuda yardımcı olur musunuz? Teşekkür eder saygılar sunarım.

Rumuz: Fadime Erdoğan

Sayın Fadime hanım,

Sizi ameliyat eden doktorunuz ve endokrinoloji bölümünden bir doktorla görüşünüz. Tiroit fonksiyonlarınızın, kan kalsiyum düzeyinizin kontrol edilmiş olduğunu düşünüyorum. Nöroloji bölümü sizin bu şikayetlerinizin nedenini açıklayabilir. Bunun için boyun bölgenizin filmi de dahil bazı ek tetkikle isteyeceklerdir. Bence doktorlarınıza güvenin, önerilerini yapın ve istedikleri tetkikleri yaptırın.

 




Sayın Dr Adnan Aydıner,

Ben 30 yaşındayım. Karnımda bir kitle, ve akciğerimde sıvı bulundu. Yapılan biyopside desmoid indiferansiye küçük yuvarlak hücreli tümör tanısı koyuldu. Doktorum kemoterapi vereceğini söyledi. Bu hastalığın tedavisi nasıl olmalı?

Kamil Kutlu

Sayın Kamil bey,

Bu tümör sarkom denilen yumuşak dokuda oluşan bir tümör gibi tedavi edilir. Ameliyat yapılabilecek hastalarda tümör çıkarılır. Kemoterapiden yarar görebilirsiniz. Genellikle iki farklı ilaç rejimi uygulanarak tedavi edilmeye çalışılır.

 




Sayın  Hocam,

Annem 55 yaşında, derisinde açık kahverengi bir leke oluştu, deriden hafif kabarık ve yaklaşık bir santimetre büyüklüğünde idi. Doktora götürdük, ameliyatla çıkardı. Sonucuna Kaposi sarkomu dedi. Başka bir tedavi önerilmedi. Sizce başka bir tedavi yapılması gerekiyor mu?

Leyla Uzun

Sayın Leyla hanım,

Kaposi sarkomunun en önemli tedavisi cerrahi olarak tümörün çıkarılmasıdır. Bazı durumlarda cerrahi yerine ışın tedavisi de yapılabilir. Bu genellikle bir bölgede yaygın olarak bulunan ve ameliyatla çıkarılamayacak tümör varlığında yapılır. İlaç tedavisine çok duyarlı olan bir tümör değildir. İlaç tedavisi yayılmış hastalıkta uygulanabilir veya ameliyat ile tümörün çıkarılamadığı durumlarda uygulanabilir. Bu hastalıkta bağışıklık sistemi ile ilgili tetkik yapılması gerekir. Organlara sık olarak yayılan bir tümör değildir. Deride başka bölgelerde de ortaya çıkabilir. Takiplerin düzenli yapılması gerekmektedir.

 




Sayın Prof Dr Adnan Aydıner,

Ben 27 yaşında bir hastayım. Akciğerimde orta kısımda hodgkin lenfoma hastalığı bulundu. Kemoterapi ve ışın tedavisi aldım. Ancak hastalığım 3 ay sonra tekrarladı. Şimdi ne yapmalıyım?

Kerim Kır

Sayın Kerim bey,

Hodgkin lenfoma kemoterapi ve radyoterapiye çok duyarlı bir tümördür. Büyük oranda bu tedavi yöntemleri ile hasta iyileşmektedir. Tedavide kemoterapi ve ışın tedavisi uygulanır. Az oranda bir hasta grubunda hastalık tekrarlayabilir. Bunlarda tekrar kemoterapi yapılmaktadır. Yüksek doz kemoterapi ile bazı hastalarda çok iyi yanıt almak mümkün olabilir. Bu tedavide ilaç dozları çok yüksek verilmekte ve kan değerlerinin düşmesi nedeni ile kişiden daha önce alınmış olan kan hücreleri hastaya geri verilmektedir. Onkoloji merkezlerinde hastalığınızın tedavisi mümkün olabilir. Moralinizi bozmadan tedavinize devam ediniz. Tamamen iyileşme şansınız halen bulunmaktadır.

 




Sayın Hocam,

Ben 43 yaşındayım. Bacağımda kas bölgemden sarkom denilen bir tümör çıkarıldı. Vücudumun başka bir bölgesinde tümör bulunmadı. Yapılan incelemelerin sonrasında bana ek bir tedavi önerilmedi. Sizce bu şekilde bir tedavi yeterli mi?

Riyad Görür

Sayın Riyad Bey,

Sizde kas dokusundan ortaya çıkan bir tümör var. Yumuşak dokulardan çıkan çeşitli sarkom tipleri vardır. Bunların bir kısmında kemoterapi ve hatta radyoterapi uygulanması gerekirken bir kısmında bu tedavilere gereksinim yoktur. Bu tip tümörlerde genellikle çok iyi bir cerrahiden sonra ek tedavi uygulanmaz. Size önerilen tedavi uygun bir yaklaşımdır. Takiplerinizi ihmal etmeyiniz.

 






Sayfayı Yazdır !
Kapat !